Ozan İlo Abimize Sürpriz Olsun

[Admin]

İnternette gezeken bir yazıya rastladım. Ozan İlo abimize sürpriz yapayım diye, yazıyı buraya alıyorum. Umarım muradım hasıl olur.


palamut…Hatırla Sevgili 10

……………………………………..
Ranzaların ortasında kalan boşluk,
koğuş sakinlerinin volta yeriydi.
Otuz adım ileri, otuz adım geri, git gel…
Arkadaşlarımızın volta atmaması dikkatimi çekmişti.
Nedenini öğle namazını cemaatle kılarken anlamıştım.
Volta alanı namaz vakitllerinde tarafımızdan kullanıldığı için,
diğer zamanlar da meydan solculara kalıyordu.
Aslında cemaatle namaz kılmak yasaktı. Ancak idare
belki bu kadarı da fazla olur düşüncesiyle birşey diyemiyordu.
Sabah namazlarının tadı bir başkaydı. Bütün koğuş uyurken,
erkenden kalkarak abdestimizi alıp yüce divanda adeta
miraca çıkarcasına, bir an bulunduğumuz yerden uzaklaşmanın
ötelere varmanın hazzını başka yerde yaşayamadım ömür boyu…
İmamlık ve müezzinlik yapan arkadaşlarımızın da, kadife sesleriyle
okudukları Kur’an ın büyük katkısı vardı, namazların huşu ve hazzın da…
Solcuların içerisinde hayran hayran seyredenleri görürdüm.
Vicdan sahiplerinin gönül tellerini titretiyordu besbelli.
Tabi “din afyondur” diyen marksizmin en koyu taassubuyla yetişmiş,
militanlar, yapacaklarını orada da yapıyorlardı.
Biz namaz kılarken yüksek sesle konuşuyorlar,
cemaatin arka tarafındaki dar alanda bize çarpa çarpa voltalarını
devam ettiriyorlardı. Taciz etmek için hemen yanımızdaki ranzalarda,
müstehcen ve komik şeyler anlatıp birbirlerini güldürüyorlardı.
Ülkücü kıdemli yardımcısı, solcu kıdemliyi uyarmış, ancak
fraksiyon farklılığı nedeniyle, bir kısmı tacizlerini devam ettiriyordu.
Anlaşma bozulmuştu…
Koğuşa katılışımın üçüncü günüydü.
Sayım alınmış, yemekler yendikten sonra
Akşam namazını kılarken, tacizlerin dozajı artmıştı.
Henüz arkadaşların isimlerini dahi öğrenememiştim.
Abi diyorduk veya lakaplar vardı. İzmir’li Adana’lı vs…
Karabela ile Ankara’lı milli boksör arkadaşımız
namazdan sonra voltaya çıktılar.
Hepimiz tetikdeydik.
Volta uzun sürmedi, iki omuz, bir çelme…
Bizim kaderimiz di herhalde bire üç, bire beş,
bire on döğüşmek, tarih boyunca olduğu gibi…
Banklar, tabaklar, herşey havada uçuşuyordu.
Kavgayla beraber alarm çalmasıyla, slogan ve rap rap
sesleriyle maltanın derinlerinden uğultular yaklaşıyordu.
Beş dakika sürmemişti kavga.
Elli kişilik özel tim anında gelmiş, operasyon başlamıştı.
Bedenimdeki morlukların üzerine yediğim darbeler facia
haline gelmişti. Üzerimizden silindir geçiyordu adeta…
Vuranların acıması yoktu.
Beş dakikalık kavganın neticesi saatler süren azaptı…
Başka kavgalar da havalandırmaya çıkarıp,
sabaha kadar işkencenin sürdüğünü duymuştum.
Nöbetçi yüzbaşının gelmesiyle,
olayın provakasyon olduğu ortaya çıktı.
İdare ile anlaşıp, cemaat ile namaz kılmamızdan rahatsız olan
bazı solcular tezgahlamıştı olayı.
Operasyon esnasında koğuş içerisinde kamufle olmaları sağlanmıştı.
Hizaya dizilip, emirle olduğumuz yerde sayarken,
arkamdakinin dizi bana çarpınca, önce
-pardon diyen, kafamı çevirip
-önemli değil karşılığını verdiğimde
-senmiydin faşist köpek, özrümü geri aldım diyen solcuyu,
yaptığı ilkelliği, bağnazlığı, gözü dönmüşlüğünü
ömrüm boyunca unutamadım.
Yüzbaşı kavganın sorumlusunu soruyordu.
- Lütfi Şehsuvaroğlu dediklerinde şaşırmıştım. Tanıyordum oysa…
Yazılarını, kitaplarını okuyarak hayran kaldığım, ocak genel
başkanlarımızdandı. Aynı zamanda imamlığımızı yapan Kıdemli
yardımcımızın, Lütfi abi olduğunu o zaman anlamıştım.
Milli boksör ankara sanığı Süleyman Türk, ve Adana davasından
yine milli boksör Ali Uğur Akbaş’tı hedefleri Lütfi abiyle beraber…
İdari ceza almalarını, hücreye atılmalarını sağlamak,
üzerimizde tam bir baskı kurmak, namaz kılmamızı engellemekti niyetleri,…
İdareye çekildiler, Allah’tan koridordaki nöbetçi askerin lehimize
ifade vermesiyle, topluca yediğimiz dayaklarla, sigara ve görüş
yasağı cezalarıyla kurtulmuştuk. Tiryakiler için sigarasızlık en kötü
cezaydı. Stoklarımız azdı, günde tek sigaraya düşmüş, onuda
tuvalette içer olmuştuk. Ozan İlo’yla palamutçuluk yapardık.
Koridordaki nöbetçi asker maltadaki dikkat sesiyle beraber,
subay korkusuyla içtiği sigarayı atınca, arkası dönükken,
süpürge sopasıyla almaya çalışırdık izmariti saatlerce…
Adımız palamutçuya çıkmıştı…
Kulakların çınlasın Ozan ilo İlhami Erdoğan, …
“Seher vakti bu zindanda (yerde) kimler ağlamış,
Betonlar (çimenler) üstünde gözyaşları var”
türküsünü / ağıtını yanık sesinle dinlerken, kendimizden geçerdik…
…………………………………………………………………………….

Metin BOZDEMİR (İZMİR)

www.gokceadalim.com

Sitesinden Alıntıdır.

[Sümeyye]

Ozan İlo ya gerçekten anlamlı bir süpriz olmuş.
Rabbim, ogünlerde o zindanlarda soldurulumaya çalışılan solmayıp aksine açan Yusuf yüzlülerden razı ve hoşnut olsun...
yüreğinize sağlık... anlamlı değerli paylaşım için teşekkürler.

[BOZKIR]

[size="4"]

Reni zındana koyup tarafsız yönsüz,
Dünüm yok ondandır diyorlar dünsüz...

''OLAYLARIN OLGUNLAŞMASINI BEKLEDİK''??????
RABBİM O GÜNLERİ BİRDAHA YAŞATMASIN..TEKRAR TÜM MİLLİ/MANEVİ DURUŞLU ABİLERİMİZ/KARDEŞLERİMİZ İÇİN, OZANIN SAHŞINDA; GEÇMİŞ OLSUN OZANIM DİYORUM..RABBİM YAR VE YARDIMCINIZ/YARDIMCIMIZ OLSUN...